Social Icons

www.isvecteyasam.com

26 Kasım 2006

Tamales ve Havalar arasindaki iliski...


Uzun bir aradan sonra birşeyler yazmak için vakit buldum..Kısaca geçen hafta olanları anlatırsak..Aslında pek öyle farklı birşey olmadı..Sadece okulun yanındaki Colombia Cafe epey zaman harcıyoruz bu aralar.. Arada bir çay içmeye gidiyoruz.. Ama son olarak oranın sahibi Marta bize Kolombiya ya özgü bir yemek yaptı.. TAMALES.. Nasıl birşey derseniz.. Müz yaprağının içinde pişirilen pirinç, tavuk budu ve yumurtadan oluşan bir yemek.. Birde domuz eti oluyordu ama

20 Kasım 2006

Bir eve 25 kişiyi nasıl sığdırırsınız?

Merhabalar efendim...

Uzun zamandır birşeyler yazma fırsatım olmamıştı ama şu ders arasından faydalanarak birşeyler yazayım dedim..Nede olsa dün merakla nasıl olacağını beklediğimiz halloween partimizi yaptık evde..

Perşembeden konuklar gelmeye başladılar eve ve cuma akşamı 19 kişi ölmüştük evde..Cuma akşamı "Herkes Farklı,Herkes Eşit" insan hakları projesinin isveç ayağı olan "Alla Olika, Alla Lika" nin akşam partisine gittik..Çünkü daha önceden haberimiz yoktu..Ama

10 Kasım 2006

Elvis and Nemo

Evde herseyimiz vardi diye dusunurken birden aklimiza eksik birseyler geldi…Bir hayvanimizin olmadigini farkettik…hemen bir hayvan almaliydik. Özellikle Natalia’nin israrlarina tdayanamayarak ev ahalisi olarak bir hayvan almaya karar verdik…Natalia’ya kalsa cesit cesit hayvan alacakti ama biz bir kriter bulduk hangi hayvani alacagimiza karar vermek icin…En ucuz hayvani alacaktik…Gittik ve uzun arayislardan ve diger pahali ama guzel hayvanlara ic geciren bakislarimizdan sonra en ucuz baliklardan 2 tane almaya karar verdik.. Altin baliklari bizim deyisimizle japon baliklari…Tabi isim bulmaya gelmisti sira…Uzun tartismalardan sonra Nemo ve Elvis isimlerinde karar kildik…Nemo Natalia’dan, Elvis ise benden cikti…Tamam isimleride bulduktan sonra hangisi Elvis ve hangisi Nemo olacakti ve nasil anlayacaktik? Uzun incelemelerden sonra Nemo’nun alninda miniminnacik ve Elvis’te olmayan bir beyaz nokta bulduk. Artik kimin kim oldugunada karar verdikten sonra yeni ev arkadaslarimizi minnacik evlerine yerlestirdik…Cok zavallilar valla, evlerinde bir tane aksesuar bile yok…Bari sokaktan tas toplayayimda evlerine koyayim…Yoksa almaya kalksak aksesuarlar cok pahali…Gerci gaza gekip ustune "Kayip Balik Nemo"’yu seyrettik ve Natalia salya sumuk icinde, yarin gidip baliklari göle salacagim diye tutturunca, zor vazgecirdik…Neyse iste yeni ev arkaslarimizla evimizi senlendirirler umarim, her ne kadar sesleri pek cikmasada…

06 Kasım 2006

Cadilar Bayraminiz Kutlu olsun… (03. November.2006)

Gecen cuma gunu Morris’te Cocuklar icin halloween Party yaptik..Saat 14:00’te 7-12 yas arasindakilere, 19:00’da da 12-16 yas arasindakiler icin party duzenledik..Hemen herkes cesitli cadi, buyucu ve diger bilimum garip kostumler giymisti..Bizde Cordula’nin saclarini kabartip ve Adams Ailesindekiler gibi yaptik..Benim sacalrimi da dikip ve eflatuna boyadik (Neden efletun demeyin..baska renk bulamadik da ondan..).Bir gozumu siyah boyayip yanagimada yara izi ve bir orumcek yapistirdik…Karim’in saclarina pamuklardan orumcek aglari yaptik…Fena sayilmazdi ama yasitiniz pek olmayinca tadi cikmiyor dogrusu…Ertesi gunde saat 21:00 de korku filmi gosterimi vardi...Stephen King’in romanindan uyarlama ”Hayvan Mezarligi”…Ben daha önce seyretmistim zaten ama gene yarisina kadar seyrettim…

Son olarak ayin 18’inde evde cadilar bayramini kutlayalim diye plan yaptik ve tanidigimiz isvec’teki tum gonulluleri davet ettik… Ama sanirim gelen olmayacak, cunku yol paralari cok pahali ve 5-6 kisi olacagiz gibi duruyor…

Havalar, kar, soguk ve yazdigim siirler…

Turkiye’de havalar nasil bilmiyorum ama bugun buraya yilin ilk kar taneleri dustu. Tamam suan belki yerlerde kar yok ve kar yagisi da durdu ama hava acayip soguk ve siddetli bir ruzgar var disarida…Akli olan disari cikmaz, ki zaten disarda da bir allahin kulu yok.. Herkes kapali bir yerlere atmis kendisini… Kimi hala is yerinde, kimisi evinde televizyon seyrediyor, genclerse buyuk olasilikla kafelerde oturuyorlardir…Akli olan cikmaz dedim ama bende ondan yok sanirim. Suan evdeyim fakat saat 18:00 de, yaklasik ikibucuk saat sonra, Gamla Stan’da arkadaslarla bulusacagim. Hasta olacagimi dusunmuyorum cunku sIkIca giyiniyorum.. gerci dun oda beni deliler gibi, saganak seklinde yagan yagmurdan koruyamadi ama ben giyiniyorum…Evet dun kafaya koydum internet kafeye gidecektim…Canim sIkIlmisti ve internete gidip birileri ile konusayim diye dusunmustum…Ha birde mektup atacaktim…Tabi bende bu inat olunca, yagmur ne kadar yagsada söz geciremiyor, geciremedi de lakin iyice sudan cikmis esege döndurdu beni…Herkes metroda bana bakiyordu… Kimbilir neler gecirdiler akillarindan benim hakkimda o an, pek iyi olduklarini dusunmedigim seyler… Nerden cikti bilmiyorum ama bu aralar siir yaziyorum.. Daha dogrusu yazmaya calisiyorum…Siz okuyunca ne dusunursunuz ama bence iyiler…Belki beni yadirgayabilirsiniz ama zaten ”yadirganmak, yazarligin en buyuk islevidir” demis Nadir Nadi. Bu sebeple aldirmayacagimdir sizlere… Daha onceleride (turkiyedeyken) yazmistim hatta yazdigim tek siir kendim icindi…ama bu kadar sIk rahatsiz etmiyordu ilham perisi beni.. ve farkli fikirler vermiyordu bana…

Neyse bu yazi cok uzadi ve konusundan cikmaya basladi...Bir sonraki yazimizda bulusmak dilegiyle, sevgiyle kalin...
 
Blogger Templates